Salı, Aralık 24, 2013

Up -


Animasyon sevenler çoktan izlemiştir bunu. Ne aşk diyerek izledim, sonra ilk 15dakkada karısı ölünce yıkıldım. Ama öğrencilerimin "öğretmenim karısını çok seviyor adam, hala ölse bile onu hatırlıyor" demeleri filmin amacına ulaştığının göstergesi.



Sen iste..

Sen çiçek koklayacaksan....
bütün çiçekler senin,
sen bir kelebeğin peşinden koşuyorsan
 hepsi senin,
çünkü bu aşk..

ama sen sevmiyorsan...


 Hepimiz korkmuyor muyuz zaman zaman sevdiklerimizin bize garip gelen yönlerinden. Utanıyoruz belki de elalem ne der diye. Uzak dururuz tanımıyor gibi, değişmesini isteriz, güvenimizi kaybederiz.  Hiç hatırlamayız o an ne kadar sevildiğimizi, niyeyse.. Bilen beri gelsin..
-Geldim.
-?
-Bencillk mi dersin ego mu dersin ne dersen de işte hacı..
Gu Family Book(Güney Kore-2013)

Hiç yani.. :)

Resmen ya :P

Fotoğraf: Kim Woo Bin

Kandırmayalım

Canlar birkaç gündür umutsuzluk had safhadaydı. Tamam normalde de çok pozitif bir insan sayılmam ama yaşanan bazı şeyler moralimi altüst etti. Ailemden problemi olan sevdiklerime yardım edememek beni çok üzdü. Saçma problem çıkaran, sevdiklerinin, ailesinin değerini bilmeyen insanlar beni tiksindiriyor. Halbuki diyorum..
Halbuki biz o insanlar için çabalarız, iyi olsun, mutlu olsun diye. Ama bir kez daha görüyoruz ki iyilikten doğan maraz çok can yakıyormuş. Bu noktada gözyaşı bezlerim devreye girdi...

Aşk Bahçesi Resmen

Secret Garden (2012)

Öyle omuz silkmeyle olacak iş değil Hyun Bin. Ne kadaaan tatlı olduğu dünya alem biliyor artık. İnsan aşkı özlüyor senin yüzünden. Sanki varmış gibi hissediyorum. Olmayınca yine yeniden vasıfsız keder. Senden türeyen diğer sevimli âşıklar..

                                           Cimri AŞk                                             



Emperyal Oteli

EMPERYAL OTELİ

ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
sameland seferden dönecekti
duvardaki saat duracaktı
kalbim kendiliğinden duracaktı
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
emperyal otelinde bu sonbahar
bu camların nokta nokta hüznü
bu bizim berheva olmuşluğumuz
bir nokta bir hat kalmışlığımız
bu rezil bu çarşamba günü
intihar etmiş kötümser yapraklar
öksürüklü aksırıklı bu takvim
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sesleri liman sislerinde boğulur
gemiler yorgun ve uykuludur
sabahtır saat beş buçuktur
sen kollarımın arasındasın
onlar gibi değilsin sen başkasın
bu senin gözlerin gibisi yoktur
adamın rüyasına rüyasına sokulur
aklının içinde siyah bir vapur
kıvranır insaf nedir bilmez
otelin penceresinde duracaktın
şehri karanlıkta görecektin
karanlıkta yağmuru görecektin
saçların ıslanacak ıslanacaktı
kış geceleri gibi uzun uzun
tek damla gözyaşı dökmeksizin
maria dolores ağlayacaktı
istanbul'u yağmur tutacaktı
bütün bir gün iş arayacaktım
sana bir türkü getirecektim
kulaklarımız çınlayacaktı
emperyal oteli'nin resmini çektim
akşam saçaklarından damlıyordu
kapısında durmanı söylemiştim
yüzün zambaklara benziyordu
cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
asmalımesçit'teki rum kemancı
böyle rüzgarsız kalmışlığımız
bu bizim çektiğimiz sancı
el ele tutuşmuş geziyordu
gazeteler cinayeti yazıyordu
haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
emperyal oteli'nde üç gece kaldık
fazlasına paramız yetmiyordu
gözlerin gözlerimden gitmiyordu
dördüncü gece sokakta kaldık
karanlık bir türlü bitmiyordu
sirkeci garı'nda sabahladık
bilen bilmeyen bizi ayıpladı
halbuki kimlere kimlere başvurmadık
hiçbiri yüzümüze bakmıyordu
hiç kimse elimizden tutmuyordu
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun .... kanıma girdin ..... kabulümsün.  

Attila İlhan